NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
أَخْبَرَنِي
عَمْرُو بْنُ
الْحَارِثِ
أَنَّ عَبْدَ
الرَّحْمَنِ
بْنَ
الْقَاسِمِ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
مُحَمَّدَ
بْنَ
جَعْفَرِ
بْنِ الزُّبَيْرِ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
عَبَّادَ
بْنَ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الزُّبَيْرِ
حَدَّثَهُ أَنَّهُ
سَمِعَ
عَائِشَةَ
زَوْجَ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ تَقُولُ
أَتَى رَجُلٌ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي الْمَسْجِدِ
فِي
رَمَضَانَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ اللَّهِ
احْتَرَقْتُ
فَسَأَلَهُ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَا شَأْنُهُ
قَالَ أَصَبْتُ
أَهْلِي
قَالَ
تَصَدَّقْ
قَالَ وَاللَّهِ
مَا لِي
شَيْءٌ وَلَا
أَقْدِرُ
عَلَيْهِ
قَالَ
اجْلِسْ
فَجَلَسَ
فَبَيْنَمَا هُوَ
عَلَى ذَلِكَ
أَقْبَلَ
رَجُلٌ
يَسُوقُ
حِمَارًا
عَلَيْهِ
طَعَامٌ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَيْنَ الْمُحْتَرِقُ
آنِفًا
فَقَامَ
الرَّجُلُ فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
تَصَدَّقْ
بِهَذَا
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
أَعَلَى
غَيْرِنَا فَوَاللَّهِ
إِنَّا
لَجِيَاعٌ
مَا لَنَا
شَيْءٌ قَالَ
كُلُوهُ
Nebi (s.a.v.)'in hanımı
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Bir adam ramazanda
mescidde olan Rasûlullah (s.a.v.)'e gelip;
Yandım! Yâ Rasûlallah!
dedi.
Peygamber (s.a.v.)
derdinin ne olduğunu sordu. Adam;
Aileme yaklaştım, dedi.
Hz. Peygamber;
"Öyleyse sadaka
ver!" buyurdu. Adam;
Vallahi benim hiçbir
şeyim yok ve ona gücüm yetmez, dedi.
Peygamber (s.a.v.):
"O halde
otur." buyurdu.
Adam oturdu. O böyle
beklerken, üzerinde yiyecek olan eşeğini süren bir adam çıkageldi. Rasûlullah (s.a.v.);
"Biraz evvelki
yandım diyen nerede?" buyurdu. Adam ayağa kalktı, Peygamber (s.a.v.);
"Bunu sadaka olarak
dağıt." buyurdu. Adam
Bizden başkasına mı? Yâ
Rasûlallah! Vallahi biz açız, hiçbir şeyimiz yok!., dedi. Peygamber (s.a.v.)
"(Haydi) onu siz
yeyiniz." buyurdu.
İzah:
Buhârî, hudüd; savm;
Müslim, sıyâm; Dârimî, savm; Ahmed b. Hanbel, IV, 140, 272.
Bu babın ilk hadîsinde
işaret edildiği gibi Ebû Hureyre (r.a)'mn rivâyetindekî "helak oldum"
şeklindeki ifâde bu hadîste "yandım" olmuştur. Bu ifâde Türkçe'de
olduğu gibi üzüntüyü gerektiren veya sonunda cehennemde yanmaya sebep olacak
olan davranışlar için kullanılmıştır.
Hz. Aişe'nin bu
rivayetine göre, Peygamber (s.a.v.) kendisine gelen şahsa orucu bozma keffâreti
olarak, (köle azâd etme ve iki ay orucu tutmayı hiç anmadan) doğrudan doğruya
sadaka vermesini emretmiştir. Bâzı âlimler bu rivayeti göz önüne alarak,
ramazan günlerindeki cinsî temâsdan dolayı gerekli olan keffâretin sadece fakir
doyurmak veya sadaka vermekle ödeneceğini söylemişlerdir. Ancak bu rivayet,
muhtasar olduğu için böyle bir görüşe mesned olması mümkün değildir. Rivayetin
tamamı, İbn Hu-zeyme'nin Sahih'inde Buhârî'nin Tarih'inde ve Beyhâkî'de şu
şekildedir: "Rasûlullah (s.a.v.) Medîne'deki Fâri'in gölgesinde iken kendisine
Benî Be-yâda Kabîlesi'nden bir adam gelip;
Yandım, ramazanda
aileme yaklaştım dedi. Hz. Peygamber;
"Bir köle azâd
et" buyurdu. Adam;
Onu bulamam dedi.
Efendimiz bu sefer;
"Altmış fakir
doyur" buyurdu..."[Beyhâkî, es-Sünenü'l-kübrâ, IV, 223.]
Beyhâkî, "Bu
rivayetteki ilâveler, Ebû Hureyre'nin zabtının daha sahîh olduğuna delâlet
eder" der. Bilindiği gibi, Ebû Hureyre’nin rivayetinde, iki ay oruç da
emredildiği halde, Hz. Aişe'den gelen rivayette mevcut değildir.
Ebû Hureyre'nin
rivayeti ile Hz. Aişe'nin rivayetinde anlatılan hâdise aynıdır. Beyhâkî'nin de
işaret ettiği gibi, Ebû Hureyre, Hz. Aişe'nin zaptedemediği bâzı şeyleri
zaptetmiştir. Bu bakımdan, bu konuda delîl olacak olan hadîs, Ebû Hureyre'nin
rivayetidir.[Kütüb-i sitte içinde sadece Ebû Dâvud rivayet etmiştir.]